Futbolda scouting için çok güzel örnek teşkil edebilecek olan STVV (Tam adı Koninklijke Sint-Truidense Voetbalvereniging), Belçika'da bulunan bir futbol kulübüdür. Aslında Twitter'da bu kulüp hakkında küçük bir tweet yazmıştım ama bu blogda daha uzun anlatacağım.
Kulüp, 1924 yılında Sint-Truiden şehrinde kurulmuştur. Maçlarını 12.491 kişilik Staaienveld stadında oynamaktadır. Lakapları, Türk takımı Fenerbahçe gibi "Kanaryalar"dır. Kulüp tarihinin en büyük başarısı 1965/66 sezonundaki ikinciliktir. Avrupa Liglerine 2 kez katılan STVV, eski Avrupa 3. Kupası Intertoto Kupası'nda (2021/22 sezonu ile birlikte Konferans Ligi) 8 maçta toplam 5 galibiyet ve 3 mağlubiyet almıştır. Belçika birinci lig kulübü, Japon şirketi DMM tarafından satın alınarak Kasım 2017'den beri Japon oyuncuları aktif olarak transfer edip oynatıyor. 2018/19 sezonu için toplam altı Japon oyuncu var: Takehiro Tomiyasu, Yuta Koike, Wataru Endo, Takahiro Sekine, Daichi Kamada ve Kosuke Kinoshita. 2019/20 sezonu ile bu sayı beşe inmiş ama eldeki tüm Japon futbolcular büyük miktarlara satlımıştır. Özellikle Tomiyasu ve Kamada, Japon futbolunda gelecek vaat eden isimlerdir. Şu anda bu iki ismin, Tottenham'a transferi söz konusu olsa da Tomiyasu Bologna'da, Kamada ise Frankfurt'ta oynuyor. Son iki senedir de, az önce de dediğim gibi 5 Japon futbolcu var. Bunlar: Daniel Schmidt, Kō Matsubara, Daiki Hashioka, Tatsuya Itō ve Yuma Suzuki.
Eğer ülkelerin, kendi futbollarını geliştirmek istiyorlarsa, devlet veya özel şirketlerin bu takım gibi takımları satın alarak hem kendi ülkelerindeki genç futbolcuların gelişmesinde hem de kendi ülke futbolunun gelişmesine çok büyük yardım sağlıyor. Türkgücü München gibi takımlarımızın ya da büyük kulüplerimizin Almanya, Fransa gibi Türklerin çok yaşadığı ülkelerde spor okulları açması veya scout ekipleri göndermeleri çok güzel bir gelişme olsa da, bu örnek gibi değil (Bir blogumda Japonya'daki Türk kulübümüz "Türkgücü Fukuoka"yı anlatacağım). Örnek olarak Acun Ilıcalı'nın satın aldığı Hollanda kulübü Fortuna Sittard ve alacağı iddia edilen İngiltere takımı Hull City, bu örnek gibi olabilir. Tabi ki olabilmesi için kulüp kadrolarında Türk oyuncu sayısının çok olması lazım. Acun Ilıcalı gibi çok zengin iş insanlarının bu tarz projelere imza atması lazım.
Kulüp, 1924 yılında Sint-Truiden şehrinde kurulmuştur. Maçlarını 12.491 kişilik Staaienveld stadında oynamaktadır. Lakapları, Türk takımı Fenerbahçe gibi "Kanaryalar"dır. Kulüp tarihinin en büyük başarısı 1965/66 sezonundaki ikinciliktir. Avrupa Liglerine 2 kez katılan STVV, eski Avrupa 3. Kupası Intertoto Kupası'nda (2021/22 sezonu ile birlikte Konferans Ligi) 8 maçta toplam 5 galibiyet ve 3 mağlubiyet almıştır. Belçika birinci lig kulübü, Japon şirketi DMM tarafından satın alınarak Kasım 2017'den beri Japon oyuncuları aktif olarak transfer edip oynatıyor. 2018/19 sezonu için toplam altı Japon oyuncu var: Takehiro Tomiyasu, Yuta Koike, Wataru Endo, Takahiro Sekine, Daichi Kamada ve Kosuke Kinoshita. 2019/20 sezonu ile bu sayı beşe inmiş ama eldeki tüm Japon futbolcular büyük miktarlara satlımıştır. Özellikle Tomiyasu ve Kamada, Japon futbolunda gelecek vaat eden isimlerdir. Şu anda bu iki ismin, Tottenham'a transferi söz konusu olsa da Tomiyasu Bologna'da, Kamada ise Frankfurt'ta oynuyor. Son iki senedir de, az önce de dediğim gibi 5 Japon futbolcu var. Bunlar: Daniel Schmidt, Kō Matsubara, Daiki Hashioka, Tatsuya Itō ve Yuma Suzuki.
Eğer ülkelerin, kendi futbollarını geliştirmek istiyorlarsa, devlet veya özel şirketlerin bu takım gibi takımları satın alarak hem kendi ülkelerindeki genç futbolcuların gelişmesinde hem de kendi ülke futbolunun gelişmesine çok büyük yardım sağlıyor. Türkgücü München gibi takımlarımızın ya da büyük kulüplerimizin Almanya, Fransa gibi Türklerin çok yaşadığı ülkelerde spor okulları açması veya scout ekipleri göndermeleri çok güzel bir gelişme olsa da, bu örnek gibi değil (Bir blogumda Japonya'daki Türk kulübümüz "Türkgücü Fukuoka"yı anlatacağım). Örnek olarak Acun Ilıcalı'nın satın aldığı Hollanda kulübü Fortuna Sittard ve alacağı iddia edilen İngiltere takımı Hull City, bu örnek gibi olabilir. Tabi ki olabilmesi için kulüp kadrolarında Türk oyuncu sayısının çok olması lazım. Acun Ilıcalı gibi çok zengin iş insanlarının bu tarz projelere imza atması lazım.
ACUN ILICALI
Yorumlar
Yorum Gönder